Türkiye’nin En Görkemli Kaleleri

Yüzyıllar önce erişimi kısıtlamak amacıyla inşa edilen kaleler, günümüzde şehirlerin en çok ziyaret edilen yerleri arasında yer alıyor. Her biri benzersiz mimarisiyle geçmişin izlerini taşıyan bu muazzam yapılar, zamanın ötesinde görkemiyle hâlâ büyülüyor. Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde inşa edilen, daha sonra çeşitli ilavelerle yeni kimlikler kazanan bu kaleler; surları, kuleleri ve tarihi hikâyeleriyle ziyaretçilerine adeta geçmişe yolculuk sunuyor.

Türkiye’nin kaleleri, sadece askeri savunma yapıları değil; kültürel mirasın birer taşıyıcısı olarak bugün de anlamını koruyor. Her biri farklı bir döneme, farklı bir medeniyete ait izler taşıyan bu kaleler; ziyaretçilerine görkemli mimariyi ve etkileyici tarihleri aynı anda sunuyor.

Zilkale – Rize

Rize’nin Çamlıhemşin ilçesine bağlı, Fırtına Deresi vadisinde yer alan Zilkale, dış surlar, orta surlar ve iç kale olmak üzere üç bölümden oluşur. Kalede ayrıca muhafız binası, şapel ve baş kule gibi önemli yapılar bulunur. Tarihi top kalıntıları ise bugün Trabzon Müzesi‘nde sergilenmektedir. Vadiye hâkim konumu sayesinde eşsiz bir manzara sunar.

Kilitbahir Kalesi – Çanakkale

Fatih Sultan Mehmed tarafından 1462-1463 yıllarında inşa ettirilen kale, “Denizin Kilidi” anlamına gelir. Havadan görünümü yonca yaprağını andıran yapı, tamamen kaba taşlarla inşa edilmiştir. Kemerli kapılar ve beyaz mermerden pencereleriyle dikkat çeker.

Hoşap Kalesi – Van

Van’daki bu etkileyici kale, Urartu döneminden günümüze ulaşan nadide örneklerden biridir. Hoşap Suyu üzerindeki dik kayalara konumlanan yapı, iç ve dış olmak üzere iki bölüm içerir. 19. yüzyılda terk edilmesine rağmen, büyük oranda sağlamlığını korumaktadır.

Rumkale – Gaziantep

Fırat Nehri ve Merzimen Çayı‘nın birleştiği noktada yer alan Rumkale, dini ve tarihi önemiyle öne çıkar. Yapı bünyesinde Aziz Nerses Kilisesi, Barşavma Manastırı, su sarnıçları ve kuyu gibi kalıntılar yer alır. Hristiyanlık tarihi açısından da oldukça değerli bir noktadır.

Amasya Kalesi – Amasya

Yeşilırmak vadisine bakan yüksek bir kaya üzerine inşa edilen Amasya Kalesi; İçeri Şehir, Kızlar Sarayı ve Yukarı Kale gibi bölümlerden oluşur. Pontus Krallığı‘na ait kaya mezarları ile de dikkat çeker. Türkler tarafından fethedildikten sonra restorasyonlar geçirmiştir.

Alanya Kalesi – Antalya

6,5 kilometrelik sur uzunluğu, 140’ı aşkın burcu ve 400 civarında sarnıcı ile bu yapı, tam anlamıyla bir açık hava müzesi görünümündedir. Orta Çağ’ın en iyi korunmuş kalelerinden biri olan Alanya Kalesi, bezemeli kapıları ve yazıtlarıyla tarihseverler için etkileyici bir durak.

Boyabat Kalesi – Sinop

Gökırmak Vadisi’nde iki sarp tepe arasında yer alan kale, doğal kaya yapısına uygun olarak tasarlanmıştır. Güneydoğu köşesinden, yuvarlak kulenin yanındaki küçük kapıdan giriş sağlanır.

Diyarbakır Kalesi – Diyarbakır

Dünyanın en eski ve en sağlam kale yapılarından biri olan Diyarbakır Surları, birçok efsane ve halk ezgisine ilham vermiştir. Özellikle burçlardaki kabartmalar ve kitabeler, yapının tarihi değerini ortaya koyar.

Güvercinada Kalesi – Aydın

Kuşadası Körfezi’nin ucunda yer alan kale, Barbaros Hayrettin Paşa ve İlyas Ağa tarafından yaptırılmıştır. Limanı koruyan stratejik konumu ve adaya yürüyerek ulaşılabilir olması, onu cazip bir ziyaret noktası haline getirir.

Mamure Kalesi – Mersin

Türkiye’nin en büyük kalelerinden biri olan Mamure Kalesi, Roma’dan Osmanlı’ya kadar birçok dönemin izlerini taşır. İç ve dış avlusu, kayalıklar üzerindeki yapısı ile ziyaretçilerine etkileyici bir atmosfer sunar.

Bodrum Kalesi – Muğla

Saint Jean Şövalyeleri tarafından 15. yüzyılda inşa edilen kale, Mausoleion kalıntıları kullanılarak yapılmıştır. İçinde yer alan Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi, dünyada türünün en önemlilerindendir.

Tirebolu Kalesi – Giresun

MÖ 15. yüzyıla uzanan tarihi ile Tirebolu Kalesi, küçük bir yarımada üzerine kurulmuştur. İçinde Meryem Ana Kilisesi, Osmanlı mezar taşları ve bir mescit kalıntısı yer alır.

Uçhisar Kalesi – Nevşehir

Kapadokya’nın zirvesi olarak tanımlanan Uçhisar Kalesi, bölgedeki en büyük ve en dikkat çekici peribacasıdır. Zirveden Kapadokya’nın tamamı kuşbakışı olarak görülebilir ve çok sayıda oyma küp, mezar ve sarnıç barındırır.